Türkiye' deki ünlü klarnet ustaları
Hüsnü Şenlendirici
Serkan Çağrı
Bülent (Kirpi)
Mustafa Kandıralı
Şükrü Tunar
İsmail Bergamalı
Hüsnü ŞENLENDİRİCİ
1976 yılı Bergama doğumlu Hüsnü Şenlendirici, müzikal geleneğe sahip bir ailenin çocuğudur. Dedeleri Hüsnü Şenlendirici (klarnet, trompet) ve Fahrettin Köfeci (klarnet), ve babası Ergün Şenlendirici (trompet) gibi müzikal bir geleneğe sahip bir ailenin üyesi olan Hüsnü de 5 yaşında klarnet çalmaya başlar. Özellikle 12 yaşına kadar Ege ve Anadolu'nun çeşitli kültürleriyle müzikal yolculuğa çıkar. 1988'de İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Çalgı Eğitim Bölümüne girer, 4 yıl sonra okuldan ayrılır.
Vurmalı çalgılar ustası Okay Temiz'in o yıllardaki “Magnetic Band” grubu ile çalmaya başlayan Hüsnü, grupla birlikte yüzlerce festivalde Türkiye'yi temsil eder. O sırada, dünyaca ünlü “Embrio” grubunun albüm kaydında çalar ve birlikte turneye çıkarlar. Aynı zamanda, babası Ergun Şenlendirici'nin 6 kişilik grubu Laço ile yurtdışında birçok önemli festivallere de katılan Hüsnü, profesyonel müzik yaşamını böylece zenginleştirir. Başta Türk Müziğinin çeşitli dallarındaki sanatçılar olmak üzere, Türk Pop ve cazının önemli sanatçılarına sahne ve albüm kayıtlarında eşlik eder. Bunlardan bazıları Özdemir Erdoğan, Muazzez Abacı, Bülent Ersoy, Müslüm Gürses, Kibariye, Fatih Kısaparmak, Zara, Kubat, Kayahan, Seda Sayan, Emel Sayın, Adnan Şenşes, Zerrin Özer, Cengiz Kurtoğlu, Candan Erçetin, Fatih Erkoç Serdar Ortaç, Athena, İzel, Ayna, Hande Yener, Hasan Cihat Örter, İlhan Erşahin, Mercan Dede...
1996 yılında, askerdeyken Pozitif'ten gelen teklif sonrası New York'lu acid jazz, funk topluluğu Brooklyn Funk Essentials ile ortak bir albüm ve konser yapmak amacıyla Türk Müziğine özgü enstrümanlardan oluşan 13 kişilik bugünün ünlü Laço Tayfa'sını kurar. Brooklyn Funk Essentials ve Laço Tayfa ortaklığından doğan “In the Buzbag” albümünün gördüğü ilgi sonucu Laço Tayfa şimdiki 8 kişilik halini alır. 2000 yılında ise ilk solo albümü “Bergama Gaydası”nı Doublemoon etiketiyle çıkar. “Bergama Gaydası”, Türkiye'den sonra dünyanın en prestijli etnik müzik plak şirketlerinden biri sayılan Traditional Crossroads tarafından tüm dünyada dağıtılır. Ardından yurtiçi ve yurtdışı konserleri gelir.
Şenlendirici, ayrıca Türk Müziğini yurt dışında tanıtmak ve daha geniş kitlelere sevdirmek amacıyla beş kişilik 'Hüsnü Şenlendirici ve Saz Arkadaşları' adıyla bir grup daha kurar. Her iki grubuyla yurtiçi ve yurtdışında konserler verir; başta Turizm Bakanlığı'nın teklifiyle EXPO 2001-Hannover-Almanya'da, Mayfest festivali çerçevesinde, Mayıs 2002'de A.B.D.-New York-Central Park'ta ve 35 kişiyi biraraya getirerek oluşturduğu Laço Tayfa ve Big Band ile Temmuz 2002'de, 9. Uluslararası İstanbul Caz Festivali konserleri gibi.
Laço Tayfa grubundan bağımsız olarak da çalışmalar yürüten Hüsnü Şenlendirici, T.C. Başbakanlık Tanıtma Fonu ve Kültür Bakanlığı'nın katkılarıyla 2002 yılında gerçekleşen 'Anadolu Güneşi' projesi kapsamında Lütfi Kırdar Salonu'nda Kubat ve Belkıs Akkale'ye Senfoni Orkestrası'na eşlik eder. Ayrıca Aya İrini'de Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası ile ve Adana Senfoni Orkestrası ile solist olarak konserler verir. Şenlendirici ayrıca çeşitli TV dizi, film ve reklam müziklerine de imzasını atar. “Kent-Olips” reklam müziği, “Biz Size Aşık Olduk” özellikle öne çıkanlar...
Hüsnü Şenlendirici müzikal yolculuğuna grubu Laço Tayfa ile yaptığı “Hicaz Dolap” albümü ile devam eder. Şenlendirici'nin iki bestesinin de yer aldığı albüm Doublemoon etiketiyle 2002'de piyasaya çıkar. Albümün ardından grup “Hicaz Dolap” başlığı altında 11 şehirlik bir Türkiye turnesi gerçekleştirir.
2003 yazında Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde ünlü Yunan klarnet ustası Vassilis Saleas ile verdiği konser Hüsnü Şenlendirici ve Laço Tayfa'nın müzik kariyerinde önemli bir yer tutar.
2005 sezonunda TRT 2' de yayınlanan “Dünyanın Türküsü” isimli programın sunuculuğunu üstlenerek TV dünyasına giren Hüsnü Şenlendirici bugünlerde 2 Eylül 2005 tarihinde Doublemoon etiketiyle piyasaya çıkan, uzun zamandır üzerinde çalıştığı ilk solo albümü “Hüsn-ü Klarnet”in heyecanını yaşıyor...
Serkan Çağrı
1976 yılında Edirne-Keşan’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. 1995 yılında Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuarı’nda lisans öğrenimine başlayan sanatçı, 1998 yılında İ.T.Ü. Devlet Türk Müziği Konservatuarı’na geçiş yaparak üniversite öğrenimini burada tamamladı. Halen aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan Çağrı, Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Musikîsi Bölümü’nde yüksek lisans öğrenimine devam etmektedir.
Sanatçı akademik çalışmalarının yanı sıra yurtiçinde ve çeşitli uluslararası kültür ve müzik festivallerinde Türk müziğinin tanıtılmasına yönelik farklı müzik toplulukları ile konser ve dinletilerde yer aldı. Uzun yıllar birlikte çalıştığı Grup Laçin ile Avustralya, Almanya, Amerika, Yunanistan, Belçika, Hollanda, İngiltere, Türkmenistan ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde konserler verdi.
Mercan Dede&Secret Tribe grubunda da yer alan Serkan Çağrı, bu grup ile Montreux Jazz(İsviçre), Jazz a Vienne(Fransa), Rhythm Sticks(İngiltere), Moers Festival(Almanya), Etnomalaga(İspanya), Skobye Jazz(Makedonya) gibi birçok önemli festivale katıldı. Kervansaray Yarkın Ensemble ile Hollanda’nın çeşitli yerlerinde ve Kardeş Türküler müzik topluluğu ile de yurtiçi ve yurt dışında pek çok yerde konserler verdi.
Bir yandan akademik faaliyetlerini devam ettiren sanatçı “Klarnetin Avrupa ve Türkiye’deki Tarihsel Gelişimi” konusunda araştırmalarda bulundu. Ayrıca klarnet üzerine yazdığı makaleler çeşitli dergilerde yayınlandı.
Geleneksel icradaki ustalığını, teorik birikimleriyle birleştiren sanatçı, değişik icra tekniklerinin bir arada sergilenmesi bakımından da günümüzün önde gelen icracılarından biri olarak dikkat çekmektedir.
Sanatçı, Türk Müziği icrasında kullanılan “sol klarnetin” icra tekniklerini içeren bir eğitim kitabıyla ilgili çalışmalarını sürdürmektedir.
Bülent Altınbaş(Kirpi)
Ayrıntılı bilgi bulunamadı.
Mustafa Kandıralı
Klarnetçi Mustafa Kandıralı'nın Uzelli repertuvarında yer alan, '70'li ve '80'li yıllara ait kayıtlarından 15 eserin bulunduğu albümü "Mustafa Kandıralı" piyasaya çıktı. Özel seçki albümü için yeniden "mastering" yapılıp dijital olarak ses kalitesi yükseltilen kayıtlar, müzikolog Melih Duygulu'nun hazırladığı kitapçıkla sunuluyor.
Şükrü Tunar
1907'de edremit'te doğdu. hasan adlı bir işçinin oğludur. ailesi içinde musikiyle uğraşan hiç kimse olmadığı halde musiki yeteneği pek küçük yaşlarındayken ortaya çıktı. ilkokul çağındaki şükrü, eline geçen bir teneke düdük ile şarkılar, türküler çalmaya başladı, 1. dünya savaşı yıllarında edremit'e gelen bir bando takımında klarinet çalan bir asker gördükten sonra klarinete heves etti. on üç yaşındayken elde ettiği klarinetle musikiye başladı. ancak, o yıllarda babası ile üç amcası da askere alınmıştı. genç şükrü ailesinin bütün geçim yükünü üstlenmek zorunda kalınca musiki dışında pek çok işe girip çıktı.
1921'de ailesiyle birlikte edremit'ten izmir'e göç etti. izmir musiki cemiyeti'ne girdi; ilk ciddi musiki bilgilerini bu cemiyette öğrendi. iki yıl sonra istanbul'a geldi; üsküdar musiki cemiyeti'ne girdi, iki yıl bu cemiyetin çalışmalarına katıldı. istanbul'da besteci muallim kazım bey'le (uz) tanıştı; kendisinden makam, usul, nazariyat dersleri alarak genel musiki bilgisini ilerletti. ama hiç kimseden klarnet dersi almadan sazında kendi kendini yetiştirdi. nota bilgisini de kendi çabalarıyla geliştirdi. kazım uz'un aracılığıyla mehter takımına girdi. uzun yıllar istanbul ve ankara radyolarında, saz salonlarında, gazinolarda klarinet çaldı, plaklar doldurdu. 15 temmuz 1962'de cumhuriyet gazinosu'nda zeki müren'e eşlik ederken geçirdiği bir kalp krizi sonucu sahnede öldü.
şükrü tunar, türk musikisinde klarinet denilince akla ilk gelen musikicidir. çok sağlam, güçlü bir tekniği vardır. tekniği de, üslubu da tamamıyla kendine özgüdür. klarinetten son derece parlak, bir anda kulağı okşayan, çok güzel sesler çıkarırdı.
perde baskıları kusursuzdu. sazının da gerektirdiği gibi, tunar ritm duygusu çok yüksek bir sanatçıydı. üstün tekniği ve musiki seviyesiyle daima aranan bir icracıydı. musiki zevkiyle fasıllardaki, taksimlerindeki, oyun havalarındaki ve soliste eşlik ederkenki üslubu, tavrı, süslemeleri birbirinden farklıydı. özellikle zeybek, çiftetelli, sirto, longa, karşılama gibi oyun havalarındaki üstadlığı erişilmez seviyedeydi. taksimleri de çok güzeldir. türk musikisinde saksofonu da çok güzel çalardı. hiç şüphesiz, şükrü tunar benzersiz klarinetiyle musikide silinmez bir iz bırakmış, unutulmaz bir klarinet üstadıdır.
tunar bestekarlıkla da uğraşmıştır. bazı şarkıları piyasada sık sık okunmuştur. kürdilihicazkar "gözü ceylan gözüdür bakışı mestanedir", hüzzam "ay öperken suların göğsünü, sahilde yıkan", hüseynî "geçti sevdalarla ömrüm ihtiyar oldum bugün" güfteli şarkıları güzel eserlerdir. bir peşrev ile iki saz semaisi ve birkaç güzel oyun havası da bestelemiştir. ancak, onu musikide unutulmaz kılan yanı icracılığıdır
İsmail Bergamalı
Bulunamadı.